Page 32 - AURORA e-Dergi
P. 32

31


                                               STENDHAL SENDROMU


               Diğer  bir  adıyla  Florence  Sendromu  diye  de  anılan  Stendhal  Sendromu’nun  bu  adı
               almasındaki  en  büyük  etken,  Stendhal  takma  ismini  kullanarak  yazan  Fransız  yazar
               Marie-Henri  Beyle’nin  Floransa’da  bulunduğu  sırada  Santa  Croce  Bazilikası’nda
               gördüğü  Michelangelo,  Machiavelli  ve  Galilei’nin  mezarlarının  ve  genel  yapının
               Giotto’nun freskleriyle süslenmiş halinin güzelliği karşısında kendisinden geçmesinden
               kaynaklanır.  Stendhal,  gördüğü  sanat  eserleri  ve  harikulade  bütünlükler  karşısında
               tarifsiz bir duygu hissettiğini ve bu duyguya karşı koyamadığını anlatmıştır.




                               Stendhal kimdir?



               . Asıl adı Marie-Henri Beyle. "Stendhal" takma

               ismi ile tanınmıştır.

               . Fransız edebiyatının en büyük realistlerinden

               sayılır.

               . Romantizmin en güçlü olduğu dönemde yazmasına rağmen, açık, sağlam bir üslupla

               yazılmış eserlerinde psikolojik çözümlemelere geniş yer vererek gerçekçi anlayışı
               benimsemiştir.


               . Stendhal'ın değeri ölümünden sonraki dönemlerde anlaşılmıştır.

               . Gezi, anı, deneme, hikaye roman türünde eserleri vardır.




               Stendhal  Sendromu,  bir  kişinin  özellikle  de  sanat  eserlerinin  güzelliği,  ihtişamı  ve
               insanı içine çeken havası karşısında artan kalp atışlarını, baş dönmesini, son derece
               büyük bir tepkiyle yaşanan şaşkınlığı, baygınlık geçirmesi, daha da ileri boyutlarında
               halüsinasyon görmelere sebep olan psikosomatik bir rahatsızlıktır.


               Bu hastalığı kanıtlamak için deneyler yapılmıştır. Merkez olarak Medici Riccardi Sarayı
               alınmış ve ziyaretçilerin tavırları ve tepkileri gözlenmiştir. Gözlemciler, şapeli gezerken
               freskler ile süslenmiş bu sanat eserine hayranlıkla bakmışlar, nefes alışları hızlanmış,
               kalp  atışlarının  arttığı  görülmüştür.  Yüz  kasları  gevşerken  göz  bebekleri  küçülen
               gözlemcilerde, bu sanat eserlerini incelerken işitsel olarak farklı uyarıcılar ile bir bütün
               şekilde  uyarıldıklarında,  beyin  aktivitelerinin  daha  çok  artması  da  gözlenmiştir.
               Duygularını  yazmaları  istenen  gözlemcilerin  cevapları  ise  şaşırtıcı  olmuştur.  Genel
               olarak  aşırı  bir  duygulanma  halini  yaşadıklarını  belirten  gözlemciler,  biraz  da
               yorgunluk yaşadıklarını ama bunun tatlı bir yorgunluk olduğu söylemişlerdir.




                                                           31
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37